Ne zamandır
bir konuda yazmak istiyorum. Tuvalet eğitimi… 2-3 Yaş arası çocuğu olan
aileleri bekleyen bir durum çocuğuna tuvalet alışkanlığı kazandırmak. Bu döneme
ait çeşitli psikologların kuramları var. Diyorlar ki tuvalet eğitimi çok katı
kurallarla geçerse çocuğun psikolojisini ve kişiliğini etkiliyor. Aşırı titiz,
saplantıları olan, obsesif davranışlar gösterebilen, cimri, inatçı, katı ve
aşırı kontrolcü kişilik özellikleri gösteriyorlar. Gevşek davranıldığında ise
yetişkinlikte aşırı dağınıklık, düzensizlik, umursamazlık kaygısızlık içeren
bir kişilik yapısına sahip oluyor.
2-3 yaş arası dönem çocukların bir takım gereksinimlerini
kendisi yaparak özerkliğini ilan ettiği bir dönemdir. Çocuğun her şeyine yardım
edilirse çocuk çekingen ve pasif oluyor. Yetersiz olduğunu düşünüp kendinden
utanmaya başlıyor. Kendisinden kuşkulanıyor.
Bu dönem bağımsız davranışlara izin vermek gerekir.
Damla ve Derin
çok şükür çabuk uyum sağlayan çocuklar olduğu için tuvalet eğitimini de 2 ay
gibi bir süre içinde tamamladılar. Onları mümkün olduğunca kendilerine
güvenmeleri için destekledik. Baskıcı olmadık, çok serbest de bırakmamaya
çalıştık. Genelde ne kadar sürede
tuvaletleri geldiğini hesapladık. O süre gelince kendilerine sorduk. Bazen anne
tuvaletim yok deyip 2 dakika geçmeden yerleri ıslattıklarını da görmüştüm.
Onlara kızmadan tamam anneciğim önemli değil. Bir dahakine dikkat edersin
dediğimde ve bunun üzerine bir daha aynı
olayı yaşadığımda ne deseler beğenirsiniz. Tamam anne önemli değil,
olabiliiiir. Eşimle çok gülmüştük o zaman bu sözlere. Dedik ki sünger gibiler
her şeyi çekiyorlar ve bunun üzerine söylediklerimiz konusunda daha dikkatli
olmaya çalıştık. Tuvalet için bir oturakları var, bir de tuvaletin üzerine
takılan bir adaptör. O an nereyi kullanmak istiyorlarsa kendileri seçiyorlar.
Tabii kendileri gidemedikleri için bu alanlara kucağımızda götürüyoruz.
Ağırlaşmaya başladıkları için bizim için de çok kolay olmayan bir süreç bu.
Daha çok uyuyan bir çocuğu taşımaya benziyor. Hani bütün kaslarını gevşetip,
tamamıyla tüm yükünü size bıraktıkları an vardır ya. Tam olarak öyle işte. Şu
an 13 kgler. Ama ben onları kucağımda taşırken daha ağır hissediyorum.
Bu dönem çok
korumacı olmamaya gayret ediyoruz. Sonuçta her anne-baba çocuğuna karşı
korumacı davranmaya çalışıyor. Bu doğal bir iç güdü. Yapmak istedikleri
konusunda, ilgi alanları konusunda gözlemciyiz ve desteklemeye çalışıyoruz.
Sevdikleri bir şeyi yaptıklarında bizden onay almak üzere soruyorlar. Tebrik
ediyoruz. Yüzlerindeki gurur ifadesini görmelisiniz. İşte tuvalet eğitimi
sırasında da bazı düşüncelerim vardı. Sonuçta en temel ihtiyacını tek başına
karşılayamayan çocuklarım var ve bu dönem tuvalet eğitiminin psikolojileri
açısından çok önemli olduğunu biliyorum ve konuyu bir kaç pedagoğa açtım. Dedim
ki bu dönem en temel ihtiyaçlarından birini karşılayamamaları onları bedensel
yetersizlik düşüncesine iter mi? Çünkü halen durumları hakkında net bir fikre
sahip değiller. Sonuçta şöyle bir şey çıktı ortaya dediler ki elbette itebilir, bunun için her süreçte,
yaptığınız her şey de onu da katın. Örneğin tuvalet eğitimi sırasında tuvalet
kağıdını onun tutmasını sağlayın ve sonra ondan isteyin ve size yardımcı olduğu
için ona teşekkür edin. Gerçekten de işe yarıyor. Kendilerini daha iyi
hissediyorlar. Böylece bedensel engelli bile olsalar yaşamlarının içinde bir
şeyler de onların da katkısı olduğunu hissetmeleri , düşünmeleri psikolojik
gelişimlerini de sağlam tutuyor. Böylelikle ruhen engellilik de ortadan
kalkmaya başlıyor. Ruhen engellilik derken bir şeyi yapamayacağını düşünen savunma mekanizmalarını harekete geçiren
durumu kastetmek istiyorum.
Burada özellikle engelli çocuğu alan ailelere şunu söylemek
istiyorum. Lütfen çocuklarınızı destekleyiniz. Onları hayata katınız.
Yapabilecekleri konusunda yüreklendiriniz. Bir gün görüştüğüm bir pedagog bana
şöyle demişti. Bedenimizde bir şey eksik olduğu zaman başka bir şey daha fazla
çalışmaya veya gelişmeye başlar. Örneğin görme engellilerin kulaklarının daha hassas olması
gibi. Damla ve Derin için de yürüme fonksiyonlarının olmamasından dolayı sosyal
zekalarının çok ileri olduğu söylenmişti. İşte bunları gözlemlemeliyiz.
Farklılıklar hayata renk katar. Yeni düşünce kalıpları gelişir.
Hayata tek bir pencereden bakan biri olmamanız
ümidiyle…
Canım tuvalet eğitimi ile ilgili yazını okudum. Ne güzel değil mi farklılıkların farkında olabilmek. Bence bu yazını engelli çocuğu olmayan anneler de dikkatli okumalı. Düşüncelerini paylaştığın için seni kutluyorum yeğenim sevgilerimle, Hatice Özdemir
YanıtlaSilTeyzeciğim çok teşekkür ederim. Senin gibi iyi bir eğitimciden gelen değerli yorumlar benim için çok önemli. Sevgilerimle
SilKızım 20 aylık
YanıtlaSilumarım bizde bu süreci kolay atlatırız. benim içim hiç rahat değil bu bezler konusunda yani biran önce bezsiz günler gelsin istiyorum :)
Canım benim aslında bu konuyu bir stres meselesi haline getirmemek lazım. Doğal sürecinde her şey halloluyor.
Silbugün sizi tanıttım biraz blogumda.
YanıtlaSil:)
Duyarlılığınız için çok teşekkür ederim. Bu hastalıkların tanınması, engellikle ilgili toplumsal farkındalığın arttırılması adına desteğinize minnettarım. Sevgilerimle
SilHemşehri olmak güzel,
YanıtlaSiltuvalet eğitimi zor bir dönem,çocuktan çocuğada değişiyor,sabır işi.
Kolaylıklar diliyorum,kızlara öpücükler.
Çok teşekkür ederim. Öptüm bile, sevgiler:)
SilTuvalet egitimi benim cok usendigim bir surec, rahat gecegini kendime sartlayip baslayacagiz canim, bu guzel bilgilendirme icin cok tesekkur ederim isik oldu bana, seviyle
YanıtlaSilHiç büyütme Mügeciğim bu da her şey gibi doğal bir süreç, duruma böyle bakınca daha kolaylaşıyor, sevgiler
Sil