22 Aralık 2013 Pazar

İKİZ ANNEANNESİ OLMAK

Bir oğlan ve bir kız olmak üzere 2 çocuğun ve 4 torunun var. Kızından ikiz torunların dünyaya geldi. Bakım açısından bir çok kişiyi korkutan ikizlerin anneannesi olmak nasıl bir duygu oldu?

Kızımın hamileliği sırasında ikiz kız torunlarım olacağını öğrendiğimde önce büyük bir şaşkınlık yaşadım. Çok heyecanlandım. Çok güzel bir duyguydu. Hatırlıyorum kızım küçükken ikizleri çok severdi ve hep ikizleri olmasını arzu ederdi. Ailemizde ikiz yoktu. Bu durum hepimize sürpriz oldu.Çoğu kişiyi korkutan ikiz torunlar bence çok heyecan vericiydi. Evde sanki herkese sevebileceği bir bebek vardı. Gün içinde her şeyi iki kere yapmak zorunda olsan da, onlarla ilgilenmek müthiş eğlenceli. Kızım, kız çocuklarını özellikle çok severdi. Allah ona istediklerini verdi, hem de ikiz olarak... Bu nedenle çok mutluyum.

Hamilelik çok kolay geçmemişti, bu dönemde desteğin ne şekilde oldu ?

Evet özellikle son zamanlar zor geçti. 28. haftadan itibaren karnı iyice büyümüştü. Zor hareket ediyordu. Erken doğum riskine karşı kayınvalidesi ile dönüşümlü olarak yanında kaldık. Erken doğumdan hep korktuk. Ne kadar çaba göstersek de erken doğumu engelleyemedik. Bebeklerimiz 32.haftada dünyaya geldiler.

Bakım kolay olmadı sanırım?

Çok küçüklerdi. Daha önce hiç bu kadar küçük bebek görmemiştim. Nasıl tutacağız, nasıl büyüyecekler diye bir ara endişelendim. Yaşama şansları ne derece olabilir diye kaygılandım. 40larını atlattıktan sonra bu endişem kayboldu. En zoru prematüre bebeklerimizi beslemekti. Saatler sürebiliyordu. Ama evde çok iyi bir ekip olduk.Kızım çalışıyordu. İş eve yakındı. Öğlenleri sağdığı sütü eve getiriyordu. Biz biberonla çocuklara içiriyorduk. Anneyi mümkün olduğunca dinlendirmeye çalışıyorduk. Sütü kesilmesin diye beslenmesine ve üzülmemesine dikkat ettik. Karşılığını da aldık. 16 ay anne sütü ile beslendiler. Diğer yandan babaanneleriyle birlikte anlaşarak ilk bir yıl biz bakmak istedik. Bu dönem önemliydi. Bize çok ihtiyaçları vardı. Başkasına bırakamazdık. Tüm sevgimizi onlara verdik.



Deneyimli bir anneannesin. Bundan önce 2 torunun daha olmuş. İkizlerde tuhaf giden bir şeyler hissettin mi?

Evet... Onları giydirirken ve bezlerini değiştirirken bacaklarında ve kollarında güçsüzlüğün farkına vardım. Bunu kızım ve damadımla paylaştım. Fakat bebekler çok küçük doğdukları için anlayamadık. Doktorlar gidişatın normal olduğunu söyledikleri için biz de her şeyi normal zannettik.

Hastalık haberini nasıl aldın?

İkizlerimiz 6 aylıktı. Doktorlar tuhaf giden bir şeyler olduğunu söylemiş. Hastane dönüşü kızım telefonla aradı. Doktorlar bebeklerin CK denilen değerinin çok yüksek olduğunu ve kas hastalıkları olduğunu söylemişler ve Ankara'ya yönlendirmişler. Çok üzgündü. Hemen atlayıp yanlarına gitmek istedim. Ama 1-2 gün yalnız kalmak istediklerini söylediler. Saygı duyduk. Ankara'dan gelecek haberi dört gözle bekledik. Bu zamanı çok zor geçirdim. Çok üzüldüm. Kas hastalıkları konusunda hiçbir şey bilmiyordum. Etrafımda bazı insanlar ölümcül bir rahatsızlık olduğunu söylediler. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Bilinmeyen bir yolda yürüyorduk. Tek düşündüğümüz  onlara her konuda destek olmaktı.

Sonraları neler yaptınız?

Ankara'dan haber geldiğinde çocukların gerçekten kas hastası olduğunu öğrendik. Her şey kesinleşmişti. Genetikti. Aileler olarak her iki tarafta da biz de var mıydı diye araştırdık. Ama hiçbir şey bulamadık. Bu hastalığın ilacı olmadığı için iyi bir fizyoterapi görmeleri gerektiğini öğrendik. Sonra çocuk fizyoterapistimiz Gülsün Hnm imdadımıza yetişti.  Bize hastalığın nedenlerini ve yapılması gerekenleri anlattı. Fizyoterapinin niçin bu hastalıkta hayati önem taşıdığı konusunda aydınlandık.  Güçlü olmamız gerektiğini söyledi. Moral verdi. Sabırla ve çok çalışarak çocukları gelebilecekleri en yüksek seviyeye taşıyabileceğimizi söyledi. Allahtan umut kesilmezdi.

Bu olayı duyduktan sonra ikizlere davranışında farklılıklar oldu mu?

Oldu tabii... Onlara daha duygusal sarılmaya başladım. Daha yoğun hisler besledim. Onların diğer çocuklara göre çok daha sevgi ve ilgiye ihtiyaçları olabileceğini düşündüm. Sevginin en büyük ilaç olacağına çok inandım.  Onları hep korumak istedim. Kızılacak hiç bir yerde onlara kızamadım. Duygularım bunu bana asla yaptırmıyor. Kızıma ve damadıma bunu açıkça söyledim. Onlara kızmak, bazı şeylerden mahrum etmek benim duygularımı acıtıyordu. İkizlerimin bana olan düşkünlükleriyle onlara olan sevgimin karşılığını fazlasıyla alıyorum. Onlara dokunmak çok güzel bir duygu. Çünkü çok tatlılar ve çok sevimliler. İkizlerimi dışarıdan görenler hastalıklarını anlayamıyorlar. Her şey normal gözüküyor. Ta ki ayağa kalk diyene kadar... Allahtan tüm dileğim ilaçlarının çıkması ve yaptırdığımız fizyoterapi ile deformasyon olmadan yürümeleri...



Bilmediğiniz bir kas hastalığı, henüz bilmediğiniz fizyoterapi hareketleri bunları nasıl aştınız?

Fizyoterapist bize yapılması gereken hareketleri öğretti. Bu hareketlerin her gün bizim tarafımızdan yapılmasını söyledi. Bu çok önemliydi. Çünkü aksi taktirde ikizlerimizin bacaklarında sertlikler oluşuyor. Bunu her gün yaptığımız egzersizlerle açıyoruz. Anneanneleri olarak onlara geleceklerini etkileyecek bu durumda destek olmak, oyunun bir parçası olmak beni hep mutlu etti. Dışarıdan seyirci kalan biri olmadım. Fizyoterapist her zaman anne ve babanın yanında olmamızı manevi desteği esirgemememizi söyledi. Biz de her zaman onların yanında olduk.

Ailece üzüntülü, zor bir dönem geçirdin, bu dönemle nasıl başa çıktınız?


Kızımın üzüntüsünden etkileniyordum. Onların karşısında güçlü durmaya çalışıyordum. Ama kendi üzüntümü onlara hiç hissettirmedim. Onlar iyi olacak diyordum ve kızımla damadımı da buna inandırdım. Onlara destek olmak için fizyoterapiyi öğrendim. İlk zamanlar doğru yapıyor muyum diye endişelerim oldu, ama fizyoterapist çocuklar iyiye gidiyor dediğinde bu endişem kalktı. Sevindim ve bu işi başarabileceğimize inandım.

Bebeklere fizyoterapi yaptırmak kolay oldu mu?

Hayır kolay olmadı. 6 aylıkken başladık. Çok ağlıyorlardı. Çabuk yoruluyorlardı. Hep oyun oynayarak, ödüller koyarak yaptırdık. Şimdi büyüdüler, iyice akıllandılar. İkna etmek gerekiyor. Bu durumda egzersiz yapmamız gerektiğini bu şekilde güçleneceklerini, bana  yardım etmeleri gerektiğini söylüyorum. Onlar da kabul ediyorlar. Tamam anneanne diyorlar.



İkizlerle evde zaman nasıl geçiyor?

Fizyoterapi dışında, günlük hayatta aktivitelerimiz var.Resim yapıyoruz. Makasla kağıt kesiyoruz. Puzzle, lego yapıyoruz. Kitap okuyoruz. Masal anlatıyorum. Şarkı öğretiyoruz. Dans ediyoruz. Çocuklara kalçaları üzerinde kaymasını öğrettik. Bunu yardımcı ablalarıyla birlikte evde biz de yerde kayarak yaptık. Şu anda kalçaları üzerinde kayarak tüm evi hızla dolaşabiliyorlar. Çok akıllılar. Onların sorduğu değişik sorulara onların anlayabileceği şekilde cevap vermeye çalışıyorum. Yürüyemediklerinin farkındalar. Ama bize söylemiyorlar. Fakat anneleri onlara örnekler vererek anlatmaya çalışıyor. Kızımla gurur duyuyorum.

Sizce Engellilik nasıl bir şey?

Hayatın sonu değil. Bir sürü engelli var. Onlara olumsuz bakmıyorum. Acımıyorum. Gayet doğal, hayatın içinde herkesin başına gelebilecek bir durum. Hayatımız içinde bir sürü şeylerle karşılaşabiliyoruz. Niye böyle demiyorum. Kendi hastalığımı duyduğumda da neden ben demedim.

Bu süreçte kızına uzak oturuyordun. Böyle zor bir süreçte bir de mesafeler işi daha da zorlaştırdı mı?

Kızım Kadıköy'de ben Avcılar'da oturuyordum. Mesafe uzaktı. 4 yıl metrobüsle gidip geldim.  Yaz demedim kış demedim onlara koştum. Ben evden eşimsiz hiç bir yere gitmeyen, toplu taşıma araçlarını kullanmayan bir insandım. İkizlerimizin doğumuyla bu durum değişti. Eşime de onlara kesinlikle gitmem gerektiğini ve bana mani olmamasını söyledim. O da bu durumu olumlu karşıladı. Mani olmadı. Eşime de çok teşekkür ediyorum.Artık hayatımın 5 günü Kadıköy'de kızımda 2 günü Avcılar'da evimde geçiyordu. 4 yıl su gibi akıp geçti. Geri dönüp baktığımda bazen gücüme ben de şaşırıyorum.

4 sene boyunca farklı düzeni olan bir evde yaşamak zor geldi mi?

Bana zor gelmedi. Ama kızım ve damadımı rahatsız etmekten endişe duydum. Çünkü uzun zamandır hep yanlarındaydım. Gerçi onlar bana hiç hissettirmediler ama ben hep endişe duydum.

Kızın için neler söylersin, o nasıl bir anne?

Kızım çok hayırlı çok iyi bir evlat. Şefkatli, duygusal, pozitif, yaratıcı, güçlü, çalışkan, mücadeleci bir anne... Onu yetiştirirken de böyle güçlü olmasını, öz güveninin tam olmasını arzu ediyordum. Bunu başardığı için onu tebrik ediyorum. Kızımın da kendisi gibi evlatları olmasını yürekten diliyor ve dua ediyorum.

Damadın için ne söylenebilir?

Çok anlayışlı, çok saygılı, sevgi dolu, neşeli, sakin, içi dışı bir, dürüst diyebilirim. Çok güçlü bir baba. Çocuklarını çok seviyor. Her şeyde yardımcı. Benim 1 değil 2 oğlum olmuş meğer. Onun yanında çok rahatım.

Geçen yaz ciddi bir hastalığa sahip olduğunu öğrendin?

Uzun süredir sıkıntılarım vardı. Fakat doktorların bazı tetkikler gözlerinden kaçmış. O nedenle hastalığımın teşhisi maalesef geç konuldu. O dönem henüz bilmediğim hastalığımın sıkıntıları ve ağrılarıma rağmen ikizlerimi hiç ihmal etmedim. İçimdeki duygusal yoğunluk hasta olmama rağmen bana güç veriyor ve ayakta tutuyordu. Sonra hastalığımın kolon kanseri olduğunu ve karaciğere kadar bulaştığını öğrendik. Önce şok oldum tabii. Ama eşim ve çocuklarım hep yanımdaydı. Hemen toparladım kendimi. Bu dönem hayatımızda radikal değişiklikler oldu. 22 sene oturduğum evden kızımın karşı dairesine taşındım. Kemoterapi görecektim. Burası hastaneye daha yakındı. Hasta olsam da çocuklarımın yanında onlara desteğimi sürdürebilirdim. Kızıma komşu oldum. Torunlarıma yakın olmak beni bu dönemde güçlü ve mutlu hissettiriyor. Onlar beni hayata bağlıyor. Enerji veriyorlar.



Kemoterapi nasıl gidiyor?

Başta hafifti. Şimdi yan etkileri biraz daha arttı. Yarın 5.kürü alacağım. Yorgun olduğum zamanlar yatıp dinlenmeye gayret ediyorum.  Moralim çok iyi kendimi iyi hissediyorum. Asla hasta gibi görmüyorum. Allah'a dua ediyorum. Bu hastalığı onun yardımı ve kendi gücümle aşacağıma inanıyorum. Kısa bir süre sonra ameliyat olup, her şeyi geride bırakacağıma hiç kuşkum yok.


Özel durumlu çocuklara sahip ailelerin büyüklerine ne söylemek istersin?

Engelli çocuklara sevecen olmaları, hastalığı bir eksiklik olarak görmemeleri, onları sevgiyle kucaklamalarını söylemek isterim. Sevginin ve ilginin aşamayacağı bir engel yok. Bizler anneanne, babaanne, dedeler bütünüz Biz kocaman bir aileyiz.ve her zaman sizin yanındayız



Mutlu bir hayat sürmeniz dileğiyle,

Anneanneden sonsuz sevgiler...

4 yorum:

  1. UZUN BİR ARADAN SONRA KÜÇÜK KIRMIZI PABUÇLAR BLOGUNA DEVAM ETMEN SEVİNDİRİCİ SEVGİLİ KARDEŞİME GELİNCE BU İNANÇ VE AZİMLE HER GÜÇLÜĞÜN ÜSTESİNDEN GELİNİR DEDİĞİN GİBİ BİZ GÜÇLÜ AZİMLİ KOCAMAN BİR AİLEYİZ.SAĞLIK VE MUTLULUKLAR DİLİYORUM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anneciğim, babacığım çok teşekkür ederiz, iyi ki varsınız:)

      Sil
    2. Söze nerden başlayacağımı aslında pek bilemiyorum ama hissettiğim çok güçlü bir duygu var sizin çok şanslı olduğunuz..
      Böyle büyük kocaman yürekli bir aileye ve 2 tane çok güzel ve masum meleğe sahipsiniz .
      Bu zorlu dönemde etrafınızda önce bilinçli bir anne nin ve aile büyüklerinizin olması çok büyük bir lütuf olsa gerek.
      Bizde benzer bir dönemden geçtik ve yanımızda bize destek olacak kimse yoktu sadece eşim ve ben vardık.
      Kızımızı yaklaşık 3 yıl rehabilitasyon merkezine götürüp getirdik.
      Çevremin bana söylediği:
      Amma da taşıdınız oraya buraya çocuğu oldu:((
      Anneniz için ve evlatlarınız için Allah'tan şifa diliyorum.
      Herkezin sizin baktığınız gözle evlatlarınıza bakabilmesi dileğiyle hoşçakalın ..

      Sil
    3. Haklısınız bu dönem destek o kadar çok önemli ki... Çoğu kişi gerçek anlamda bir empati yapamıyor ne yazık ki... Farkında olmak çoğu kez yetmiyor. Nasıl hareket edeceğimizi çoğumuz bilmiyoruz. Bir yol haritası da gerek. Sevgiyle ve mutlulukla kalın

      Sil