12 Ekim 2016 Çarşamba

OUTLOOK 44


       Bugün geriye kalan hayatımın ilk günü... Biliyorum uzun zamandır yazmadım, yazamadım... Kendimle, eşim ve çocuklarımla zorlu bir yılı geride bırakmanın huzurunu ve zaferini yaşıyorum şu an...

       İnsan, hayatının bazı dönemlerinde yolunu kaybedebiliyormuş. Hiçbir şey yapmak istememek, bir çok şeyin anlamını yitirmesi... Ben kendimle yüzleşme yolları ararken, birgün bir şey oldu. Çok sevdiğim kardeşim bana öyle bir şey yaptı ki, vermiş olduğu hediye hayatımda yeni yeni pencereler açtı. Yeni çıkış noktaları, yeni umutlar...



       Bizler bazen hayatımızın dip noktalarına vardığımızda umutsuz hissedebiliyoruz kendimizi. Kaçımız zorlu yollardan, acılardan, kederlerden geçmedi ki. Tekrar güce ve cesarete kavuşabilmek için küçük bir ilham yeterli oluyor çoğu zaman. Seçmiş olduğun yolda ilerleyebilmek için gerekli olduğuna inandığım o ilham... Yaratıcılıkla gelen itici güç diyorum ben buna...

       Geçtiğimiz günlerde 4 gün süren bir eğitim seminerine katıldım. Outlook... Hiç duymuş muydunuz? İlk başta bilgisayar eğitimiyle karıştıran çok oldu. Ama bu öyle bir şey değil. İnsanın iç dünyasına yaptığı derin bir yolculuğun adı. Bu yolculuk öylesine derin ki, sizi en dibe sokup, daha sonra da yıldızlara kadar uçurabiliyor. Muhteşem bir deneyim. Bu eğitim bittiğinde öyle heyecanlar, öylesine kıvılcımlar oldu ki içimde. Sanki bedenim ışıkla doldu ve benden çok büyük bir ışık silsilesi dışarıya taştı. Bir yıl önce annemin ölümüyle kaybettiğimi düşündüğüm içimdeki o heyecanlı, çılgın, meraklı çocuk geri döndü. Uzun zamandır bir ruh gibi yaşadığımı fark ettim. 80 kişilik eğitim grubunda 80 kişiyle birlikte benzer duygular altında birleşmek muhteşem bir şey... Daha güzel bir dünya için birileri bir ışık yakacak karanlığa ve sonrası daha da aydınlanarak gelecek.



      Çocuklarım için hep daha güzel bir dünya hayalettim. Bu dünyayı kurabilmek için yıllardır uğraşıyorum. En başta mutlu bir yaşam sürmelerini istiyorum ve iyi birer insan olmalarını... Ben kendi yaşamımın sihirbazıyım belki de... Bir yolum var benim biliyorum, görüyorum ve yürüyorum. Benim yolumda amacım iyi ve güzel insanlarla bu yolda ilerlemek ve mutlu bir yolculuk geçirmek. Gündelik yaşamın karmaşasına ve girdabına girdiğimizde bizler küçük de olsa mutlulukları hep ıskalıyor, erteliyor,  iyi bir insan olma yolundaki değerlerimizi ve inançlarımızı zamanla kaybediyoruz. Çevremize ve kendimize olan inancımız ve güvenimiz azalıyor. Oysa ki iyi, güzel, yardımsever insanlara ihtiyaç var bu ülkede, daha güzel bir gelecek için. Outlook eğitimindeki bazı çalışmalar işte içimizde hep gerilere ittiğimiz, bastırdığımız faydalı ve olumlu duyguların bir kısmının meydana çıkmasını sağladı.



     Bizler kendi bencilliklerimizle dünyamızı her şekilde kirletiyoruz. Günümüz popüler kültürüyle birlikte de her şeyi tüketmeye odaklanmışız.  En önemlisi de sevgiyi ve yine çok değerli olan zamanı... İnsanın belli aralıklarla bulunduğu yerden uzaklaşıp, bir tekneden, bir uçaktan veya bir adadan  büyük kıtadaki hayatına bakmasını özel ve önemli bulmuşumdur. Çok etkilendiğim bir yazar olan Herman Melville kuzeyde olup biteni anlayabilmek için kuzey yıldızlarının görünmediği güneydeki uzak yerlere çekilmek gerektiğini söyler. İşte bana Outlook nedir diye sorarsanız, outlook tam anlamıyla budur diyebilirim. İnsanın kuzey yıldızlarının görünmediği güneydeki uzak bölgelere yaptığı iç yolculuğudur. Outlook kendine aydınlanmış, yeni bir gözle bakmaktır. Outlook, insanın içindeki güzellik ve iyiliğin taşması ve çığ gibi yayılmasıdır ve inanın bu harika bir duygudur.

        Bu eğitimin sonunda tüm sevdiklerimi aradım. Yüzümdeki mutluluğu ve sözlerimdeki umudu onlar da gördüler. Eşim... Sevgili eşim... Başlarda bu eğitime katılma konusunda ne kadar dirense de sonunda ilk özel adımını attı ve kendisine böyle bir deneyimi yaşama fırsatını verdi. Bu çok mutluluk verici... Başkalarının da hayatlarında bir ışık yakabilmek, onların hayatlarındaki iyileşmeyi görmek inanılmaz bir duygu.


        Tüm bu duygu ve düşüncelerle dünyamızı daha iyi bir yer yapmak mümkünse, neden duruyoruz o zaman... Haydi bir adım at...

      At ki aydınlansın karanlıklar,

      At ki bir umut olsun geleceğe,

      At ki senin de bir payın olsun, yapılacak güzelliklerde...

      Haydi durma, lütfen durma...





     

2 yorum:

  1. heeey merhabaaa geçmiş olsun ve sevindiim. outlook da bloguma koyayım da herkes öğrensiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim deep... çok şeyler geçti başımızdan, önümüzdeki günlerde kaleme alacağım. Outlook konusunu ise evet bloguna koymanı tavsiye ederim. Sevgiler🙏🏼

      Sil