22 Kasım 2012 Perşembe

TUVALET EĞİTİMİ


        Ne zamandır bir konuda yazmak istiyorum. Tuvalet eğitimi… 2-3 Yaş arası çocuğu olan aileleri bekleyen bir durum çocuğuna tuvalet alışkanlığı kazandırmak. Bu döneme ait çeşitli psikologların kuramları var. Diyorlar ki tuvalet eğitimi çok katı kurallarla geçerse çocuğun psikolojisini ve kişiliğini etkiliyor. Aşırı titiz, saplantıları olan, obsesif davranışlar gösterebilen, cimri, inatçı, katı ve aşırı kontrolcü kişilik özellikleri gösteriyorlar. Gevşek davranıldığında ise yetişkinlikte aşırı dağınıklık, düzensizlik, umursamazlık kaygısızlık içeren bir kişilik yapısına sahip oluyor.

      2-3 yaş arası dönem çocukların bir takım gereksinimlerini kendisi yaparak özerkliğini ilan ettiği bir dönemdir. Çocuğun her şeyine yardım edilirse çocuk çekingen ve pasif oluyor. Yetersiz olduğunu düşünüp kendinden utanmaya başlıyor. Kendisinden kuşkulanıyor.  Bu dönem bağımsız davranışlara izin vermek gerekir.

      Damla ve Derin çok şükür çabuk uyum sağlayan çocuklar olduğu için tuvalet eğitimini de 2 ay gibi bir süre içinde tamamladılar. Onları mümkün olduğunca kendilerine güvenmeleri için destekledik. Baskıcı olmadık, çok serbest de bırakmamaya çalıştık.  Genelde ne kadar sürede tuvaletleri geldiğini hesapladık. O süre gelince kendilerine sorduk. Bazen anne tuvaletim yok deyip 2 dakika geçmeden yerleri ıslattıklarını da görmüştüm. Onlara kızmadan tamam anneciğim önemli değil. Bir dahakine dikkat edersin dediğimde ve bunun üzerine  bir daha aynı olayı yaşadığımda ne deseler beğenirsiniz. Tamam anne önemli değil, olabiliiiir. Eşimle çok gülmüştük o zaman bu sözlere. Dedik ki sünger gibiler her şeyi çekiyorlar ve bunun üzerine söylediklerimiz konusunda daha dikkatli olmaya çalıştık. Tuvalet için bir oturakları var, bir de tuvaletin üzerine takılan bir adaptör. O an nereyi kullanmak istiyorlarsa kendileri seçiyorlar. Tabii kendileri gidemedikleri için bu alanlara kucağımızda götürüyoruz. Ağırlaşmaya başladıkları için bizim için de çok kolay olmayan bir süreç bu. Daha çok uyuyan bir çocuğu taşımaya benziyor. Hani bütün kaslarını gevşetip, tamamıyla tüm yükünü size bıraktıkları an vardır ya. Tam olarak öyle işte. Şu an 13 kgler. Ama ben onları kucağımda taşırken daha ağır hissediyorum.

       Bu dönem çok korumacı olmamaya gayret ediyoruz. Sonuçta her anne-baba çocuğuna karşı korumacı davranmaya çalışıyor. Bu doğal bir iç güdü. Yapmak istedikleri konusunda, ilgi alanları konusunda gözlemciyiz ve desteklemeye çalışıyoruz. Sevdikleri bir şeyi yaptıklarında bizden onay almak üzere soruyorlar. Tebrik ediyoruz. Yüzlerindeki gurur ifadesini görmelisiniz. İşte tuvalet eğitimi sırasında da bazı düşüncelerim vardı. Sonuçta en temel ihtiyacını tek başına karşılayamayan çocuklarım var ve bu dönem tuvalet eğitiminin psikolojileri açısından çok önemli olduğunu biliyorum ve konuyu bir kaç pedagoğa açtım. Dedim ki bu dönem en temel ihtiyaçlarından birini karşılayamamaları onları bedensel yetersizlik düşüncesine iter mi? Çünkü halen durumları hakkında net bir fikre sahip değiller. Sonuçta şöyle bir şey çıktı ortaya dediler ki elbette itebilir, bunun için her süreçte, yaptığınız her şey de onu da katın. Örneğin tuvalet eğitimi sırasında tuvalet kağıdını onun tutmasını sağlayın ve sonra ondan isteyin ve size yardımcı olduğu için ona teşekkür edin. Gerçekten de işe yarıyor. Kendilerini daha iyi hissediyorlar. Böylece bedensel engelli bile olsalar yaşamlarının içinde bir şeyler de onların da katkısı olduğunu hissetmeleri , düşünmeleri psikolojik gelişimlerini de sağlam tutuyor. Böylelikle ruhen engellilik de ortadan kalkmaya başlıyor. Ruhen engellilik derken bir şeyi yapamayacağını düşünen  savunma mekanizmalarını harekete geçiren durumu kastetmek istiyorum.

     Burada özellikle engelli çocuğu alan ailelere şunu söylemek istiyorum. Lütfen çocuklarınızı destekleyiniz. Onları hayata katınız. Yapabilecekleri konusunda yüreklendiriniz. Bir gün görüştüğüm bir pedagog bana şöyle demişti. Bedenimizde bir şey eksik olduğu zaman başka bir şey daha fazla çalışmaya veya gelişmeye başlar. Örneğin görme engellilerin kulaklarının daha hassas olması gibi. Damla ve Derin için de yürüme fonksiyonlarının olmamasından dolayı sosyal zekalarının çok ileri olduğu söylenmişti. İşte bunları gözlemlemeliyiz. Farklılıklar hayata renk katar. Yeni düşünce kalıpları gelişir.
Hayata tek bir pencereden bakan biri olmamanız ümidiyle…

10 yorum:

  1. Canım tuvalet eğitimi ile ilgili yazını okudum. Ne güzel değil mi farklılıkların farkında olabilmek. Bence bu yazını engelli çocuğu olmayan anneler de dikkatli okumalı. Düşüncelerini paylaştığın için seni kutluyorum yeğenim sevgilerimle, Hatice Özdemir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teyzeciğim çok teşekkür ederim. Senin gibi iyi bir eğitimciden gelen değerli yorumlar benim için çok önemli. Sevgilerimle

      Sil
  2. Kızım 20 aylık
    umarım bizde bu süreci kolay atlatırız. benim içim hiç rahat değil bu bezler konusunda yani biran önce bezsiz günler gelsin istiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim aslında bu konuyu bir stres meselesi haline getirmemek lazım. Doğal sürecinde her şey halloluyor.

      Sil
  3. bugün sizi tanıttım biraz blogumda.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duyarlılığınız için çok teşekkür ederim. Bu hastalıkların tanınması, engellikle ilgili toplumsal farkındalığın arttırılması adına desteğinize minnettarım. Sevgilerimle

      Sil
  4. Hemşehri olmak güzel,
    tuvalet eğitimi zor bir dönem,çocuktan çocuğada değişiyor,sabır işi.
    Kolaylıklar diliyorum,kızlara öpücükler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Öptüm bile, sevgiler:)

      Sil
  5. Tuvalet egitimi benim cok usendigim bir surec, rahat gecegini kendime sartlayip baslayacagiz canim, bu guzel bilgilendirme icin cok tesekkur ederim isik oldu bana, seviyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç büyütme Mügeciğim bu da her şey gibi doğal bir süreç, duruma böyle bakınca daha kolaylaşıyor, sevgiler

      Sil