17 Ağustos 2012 Cuma

BAYRAM


Hayata gülümseyebilmek..

       Bayrama çok kısa bir süre kaldı. Damla ve Derin de yarın bir süredir göremediği babaanne ve dedelerine kavuşacaklar  ve bayramı birlikte geçireceğiz.  Bayrama hepimizin iyi başlaması adına kısa bir yazı yazmak istedim.
     
       Hayata gülümseyebilmek lazım. Bir çocuk gibi adeta…  Atatürk zamanında ne güzel düşünmüş 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı… Biliyorsunuz o gün çocuklar bir çok önemli mevkiye oturup,  idare etmesini gösteriyorlar bize… Çocukça bir bakış açısıyla sevgi , kardeşlik  ve mutluluk üzerine…  Bu bakış açısı çok ama çok önemli… Bunu kaybetmemek gerekiyor. Her yeni günü heyecanla karşılamak,  alışmamak…  Belki de başımıza ne geleceğini bilmemek mutlu ediyor bizi.  Bilseydik yine mutlu olabilir miydik.  Hep ilerisi için hesap yapıyoruz.  Şu evi alayım, şu arabaya sahip olayım. Ondan sonra ohh gel keyfim gel… Ama bunları düşünürken elimizdeki zaman uçup gidiyor. Onlara sahip olunca da tatminsizleşiyoruz. Bu zamana kadar beklediğim  bumuymuş diye… Çünkü zaman değişiyor ve ihtiyaçların da değiştiğini unutuveriyoruz. Tuhaf… İnsanoğlunun yaratılışı  mı böyle? Yoksa popüler kültürün etkisi mi bunlar tartışma konusu… 

       Evet elimizden zaman uçup gidiyor. Şu anda yaşamalı… Şu an da şimdi… Yarın belirsiz. Yarın sürprizlerle dolu… Bir gün seans sırasında psikoloğum demişti ki Aytül Hnm varsayımlarla yaşıyoruz. Hep olmayacağını varsayıyoruz. Şu anda deprem olmayacak, ben hasta olmayacağım, sevdiklerim hep yanımda kalacak vs vs… Bunu bir şekilde sekteye uğrattığımız zaman psikolojik rahatsızlıklar başlıyor. Deprem oldu, ya bu aralar tekrar olursa… Ya birisi evime girip hırsızlık yaparsa vs vs… Bunları düşünmeye başlayınca hasta oluyoruz işte… O zaman ne yapacağız. Olmayacakmış gibi varsayacağız.  Olumlu düşüneceğiz. Bugün deprem olmayacak ve ben en sevdiğim restaurantın  24.katında yemek yiyeceğim. Hırsız evimi soymayacak, ben de bu gece rahatlıkla korkmadan misler gibi uyuyabileceğim. Bugün kimse bana bakmayacak ve ben de kimsenin bakışlarını umursamayacağım.

        Bugün…. Evet bugün… Şimdi…  Neden bayrama yaklaşırken firmalar bayrama yönelik duygusal mesajlar vermeye başladı. Neden en çok çikolata reklamları birlikteliği ve aile ziyaretlerini vurgulamaya çalışıyor. Çünkü unuttuğumuz için… Çünkü zaman geçtikçe daha çok iletişimi kopardığımız ve yalnızlaşmaya başladığımız için… Bayramlar birlik, beraberlik, kardeşlik kavramlarını pekiştirmek için çok önemlidir. Lütfen bayramlarımıza sahip çıkalım.Dini bayramlarımızı, 23 Nisan’ımızı, 19 Mayıs’ımızı, 29 Ekim’imizi, 30 Ağustos’umuzu…  Boşuna bayram denmiyor bugünlere…

        Sağlıklı, mutlu, kardeşçe güzel bir bayram diliyorum herkese…  Hayata gülümsemeyi unutmayın…

Kucak dolusu sevgiler...

A.K.

      Konu fotoğrafı olarak da çok sevdiğim çiçeği burnunda anneler grubu okul arkadaşlarımla fotoğrafımızı seçtim. Her zaman çok destek gördüm kendilerinden... Hepsine sonsuz sevgilerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Her günümüz bayram havasında geçsin.:)






2 yorum:

  1. Merhaba Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
    Sizide benim kine beklerim:))
    http://komirra.blogspot.com/

    YanıtlaSil